ingilizce dersler   

DERS 57

DO & MAKE

 

DO:

Do’yu  bazı isimlerle eylemleri tanımlamak için veya insanlar üzerinde etkisi olan şeyler için kullanırız:

I can’t come with you. I have to do my homework. (Seninle gelemem. Ev ödevlerimi yapmam lazım.) (ay kent kam vit yu.Ay hev tu du may homvörk.)

The campaign may have done more harm than good. (Kampanya başarılı olmasından ziyade daha çok zarar verebilir.) (dı kampeyn may hev dan mor harm den gud.)

Do ile kullanılan isimler: business, damage , (an) excercise, (somebody) a favour, (no) good , housework, (somebody) an injury, a job, research.

Gündelik İngilizce’de do ‘yu başka fiiller yerine bazı işler için kullanırız:

Can you do the shoes before we go to work? (=clean the shoes,= ayakkabıları temizlemek) (İşe gitmeden önce ayakkabıları temizleyebilir misin?) (ken yu du dı şuuz bifor vi go tu vörk?)

Aren’t you going to do your hair? (=comb/brush your hair,= Saçını taramak fırçalamak) (saçını yapmayacak mısın?) (arınt yu going tu du yor heyır?)

Aynı zamanda “do”’yu : cook or make (a curry), arrange (flowers) cut (nails, hair), make (beds), tidy (cupboard, a desk, a garden) yerine kullanırız.

Genel veya belirsiz aktiviteler için “do”yu kullanırız:

I think Jane has done something to the laptop. I can’t get it to work. (Sanırım Jane laptop’a bir şeyler yaptı. Onu çalıştıramıyorum.) (ay tink jeyn hez dan samting tu dı leptap. Ay kent get it tu vörk.)

Did you do anything about the broken door this morning? (Kırık kapıyla ilgili bu sabah bir şeyler yaptın mı? ) (did yu du eniting ebaut dı bırokın dor diz morning?)

İşler ve boş zaman aktivitelerinden bahsederken “do” yu  –ing form ile  isim olarak kullanırız. The, some, a bit of, a lot of…… gibi kelime ve sözcük öbekleri isimden önce kullanılır.

I do the ironing while I’m watching TV. (Televizyon seyrederken ütü yaparım.) (ay du ayrıning vayl aym voçing tivi.)

I’m hoping to do a bit of skiing while I’m visiting in Bursa. (Bursa’yı ziyaret ederken biraz kayak yapmayı umuyorum.) (aym hoping tu du e bit ov siking vayl aym viziting in Bursa.)

“do” ‘yu cleaning, gardening, cooking, washing (up), shopping hakkında konuşurken kullanırız.

 

MAKE:

Bir şey yaparken veya yaratırken “do” dan ziyade “make” kullanırız:

The company I work for makes children shoes. (Benim çalıştığım şirket çocuk ayakkabıları yapar.) (dı kampani ay vörk for meyks çıldırın şuuz.)

I made some fresh coffee and gave him a cup. (Biraz taze kahve yaptım ve ona bir fincan verdim.) (ay meyd sam fıreş kafi end gev him e kap.)

Bazı kişilerin yaptığı eylemler hakkında konuştuğumuz zaman “make” ı belirli isimlerle birlikte kullanırız:

Try not to make a noise! (Gürültü yapmamayı deneyin!) (tıray nat tu meyk e noiz!)

He made an offer for my motorbike that I accepted. (O benim motorsikletime bir teklif yaptı ve kabul ettim.) (hi meyd en offır for may motorbayk det ay ekseptıd.)

“make”  ile kullanılan diğer isimler: an announcement, an application, an arrangement, an attempt, a choice, a comment, a contribution, a desicion, a difference, a discovery, an enquiry, an excuse, a habit of doing something, a list, a journey, a mistake, Money, a call, a plan, a point, a promise, a remark, a sound, a speech, a suggestion.

Bazı kişilerin belli işlerde veya pozisyonlarda ne kadar başarılı olduklarını veya olacaklarını söylerken veya bazı şeylerin belli bir amaç için na kadar başarılı olduklarını söylerken “make” kullanırız.

She would probably have made an excellent minister. (O muhtemelen mükemmel bir bakan olacak.) (şi vuld probabli hev meyd en eksılınt ministır.)

The old table would make a good place to put the  stereo. (Eski masa müzik setini koymak için iyi bir yer olacak. ) (dı old teybıl vold meyk e gud pileys tu put dı sıteryo.)

 

Lütfen do veya make in doğru şeklini kullanarak cümleleri tamamlayınız.

1)      The storm ……….a lot of damage to the flowers in the garden.

2)      I’m sure we………….a definate arrangement to meet on Monday.

3)      James always…………………an important contribution to our meetings.

4)      We are ……………some research to try to find the original name of our company.

5)      He was feeling unwell at the meeting, so he……..an excuse and left.

 

 

ANSWERS: 1) did 2) made 3) made/makes 4) doing 5) made

 

Bugün Ne Öğrendik?

Campaign : Kampanya (kampeyn)

Harm: Zarar, ziyan (harm)

Comb: Taramak (komb)

Brush : Fırçalamak (bıraş)

Tidy : Derleyip toplamak, çeki düzen vermek (taydi)

Curry  : Acılı bir Hint Yemeği (köri)

Ski  : Kayak yapmak (siki)

Fresh : Taze (fıreş)

Noise : Gürültü (noiz)

Offer: Teklif (ofır)

Accept : kabul etmek (eksept)

Excellent: Mükemmel (eksılınt)

Make an announcement:  Duyuru yapmak, İlan etmek (meyk en ınaunsmınt)

Make an application: Başvuruda bulunmak (meyk en aplikeyşın)

Make an arrangement: Ayarlama yapmak (meyk en erıncmınt)

Make an attempt: Girişimde bulunmak (meyk en etempt)

Make  a choice: seçim yapmak, tercih yapmak (meyk e çoyz)

Make  a comment: Yorum yapmak (meyk e komınt)

Make  a contribution: Katkıda bulunmak (meyk e kontribişın)

Make a desicion : Karar vermek (meyk e desiyşın)

Make a difference: Fark etmek (meyk e difrıns)

Make a discovery: Keşif yapmak, Buluş yapmak (meyk e diskavıri)

Make an enquiry:  İnceleme yapmak, soruşturma yapmak (meyk en inkuri)

        Make an excuse: Özür dilemek, bahane etmek (meyk en ekskuz)

        Make a habit of doing something:  Bir şeyi yapmayı alışkanlık haline getirmek (meyk e hebit ov doing samting)

        Make a list: Liste yapmak (meyk e list)

        Make a journey: Yolculuk yapmak (meyk e cörni)

        Make a mistake : Hata yapmak (meyk e misteyk)

        Make Money: para yapmak (meyk mani)

        Make a call: Telefon görüşmesi yapmak (meyk e kol)

        Make a plan: Plan yapmak (meyk e pilan)

        Make a point: üzerinde durmak (meyk e point)

        Make a promise: Söz vermek (meyk e pıromis)

        Make a remark: Söylemek, belirtmek (meyk e rimark)

        Make a sound: Gürültü yapmak, ses yapmak, ses getirmek (meyk e saund)

        Make a speech: Konuşma yapmak (meyk e sipiç)

        Make a suggestion: Öneride bulunmak (meyk e sacesçın)

        Stereo : Stereo Müzik Seti (sıteryo)

        Unwell: Hasta, rahatsız, kötü (anvel)

 


Ingilizce.com Ders Seti Index


Beginner
  1. Ingilizce cümle Yapısı
  2. A ve An
  3. Demonstrative Pronouns
  4. Greetings - Selamlasmak
  5. Names - Isimler
  6. Where are you from?  Nerelisiniz?
  7. Alphabet - Alfabe
  8. There is / There are - Vardır
  9. Some / Any - Bazı
  10. Countable Nouns
  11. Possessives
  12. Colors
  13. Numbers
  14. Imperatives
  15. Imperatives (2)
  16. How many?
  17. Time
  18. Days of the week
  19. Simple Present Tense
  20. Simple Present Tense(2)
  21. To be
  22. Simple Past Tense
  23. Be going to
  24. Simple Future Tense
  25. Can & Can't                              TEST
Elementary
  1. At It On
  2. Have Got
  3. Directions
  4. Subject Pronouns
  5. Must
  6. Adjectives
  7. Gerunds
  8. Frequency Adverbs
  9. Would Like
  10. Conditionals
  11. Be & To-be
  12. Simple Past Tense
  13. Present Continuous Tense
  14. Present Perfect Tense
  15. Simple Future Tense                TEST

 

Intermediate
  1. Tenses
  2. Since / For
  3. Present Perfect Continuous
  4. Present Perfect Tense
  5. Past Perfect Continuous
  6. Going to
  7. Future Continuous
  8. Future Perfect Tense
  9. Future Perfect Continuous Tense
  10. Too / Enough
  11. Would / Could                              TEST
Advanced
  1. Wish / If
  2. As
  3. As If
  4. Linking Verbs
  5. Have /  Have Got
  6. Do Make
  7. Passive
  8. Passives (2)
  9. Questions
  10. Adjectives
  11. Gradable Adjectives
  12. Adverbs
  13. Prepositions After Adjectives
  14. Comparison with Adjectives
  15. Comparison with Adjectives(2)
  16. Prepositions after Verbs
  17. It and What
  18. Phrasal Verbs
  19. Phrasal Verbs(2)                             TEST

 

ingilizce.com 2012  Her Hakkı Saklıdır.